İLKE Vakfı bünyesindeki Toplumsal Düşünce ve Araştırmalar Merkezi (TODAM) tarafından hazırlanan "Toplumun Görünümü 2024" raporu kamuoyu ile paylaşıldı. Türkiye'nin sosyal yapısındaki dönüşümü ayrıntılı veriler ve kapsamlı analizlerle ortaya koyan rapor, toplumun temel alanlarında yaşanan gelişmeleri ve karşılaşılan zorlukları ele alıyor.

Toplumun Görünümü 2024 raporuna göre Türkiye’nin sosyal dokusu, yaşlanan nüfus, değişen aile ve hane yapıları, derinleşen gelir eşitsizliği ve ekonomik kırılganlıklar nedeniyle hızlı bir dönüşüm içerisinde. Raporda ayrıca eğitim düzeyindeki iyileşmelerin aile yapısını dönüştürdüğü, bununla birlikte sağlık hizmetlerine, adalete erişime ve nitelikli istihdama yönelik toplumsal talebin arttığı belirtiliyor.

Raporun öne çıkan bulguları şöyle:

"Türkiye nüfusu hızla yaşlanıyor; çocuk nüfus oranı azalırken, yaşlı nüfus oranı artıyor.

Aile yapılarında geleneksel çekirdek aile formu azalıyor; boşanmalar ve tek kişilik haneler artış gösteriyor.

Gelir dağılımındaki eşitsizlik derinleşiyor; yüksek enflasyon sabit gelirli grupların yaşam koşullarını zorlaştırıyor.

Eğitimde niceliksel büyüme sağlanmasına rağmen, yükseköğretim ile istihdam arasındaki uyumsuzluk devam ediyor.

İşgücü piyasasında kadınların katılımı artıyor ancak cinsiyet temelli ve bölgesel farklılıklar sürüyor.

Çalışma hayatında ücret eşitsizliği derinleşiyor; kadın-erkek ücret farkı batı bölgelerinde daha belirgin."

Doğurganlık ve Göçte Kritik Dönüşüm

Raporun önemli bir bölümünü oluşturan doğurganlık ve göç konuları dikkat çekici bulgular içeriyor. İLKE Araştırmacısı Enes Koru, Türkiye’de doğurganlığın son yılların en tartışmalı toplumsal meselelerinden biri olduğunu vurgulayarak şunları ifade etti:

"Türkiye’de doğurganlık, son yılların en çok tartışılan toplumsal meselelerinden biri hâline geldi. Nüfusun kendini yenileme düzeyi 2,1 çocukken, Türkiye’de bu oran 2023 itibarıyla 1,48’e kadar gerilemiş durumda. Üstelik bu düşüş eğilimi 2014’ten bu yana kesintisiz şekilde devam ediyor. Kamuoyundaki yaygın kanaat, bu düşüşün temel nedeninin ekonomik zorluklar ve geleceğe dair belirsizlikler olduğu yönünde. Elbette ekonomik faktörler belirleyici bir rol oynuyor; ancak doğurganlıktaki gerilemeyi yalnızca ekonomik saiklerle açıklamak, meselenin çok katmanlı yapısını göz ardı ediyor."

Koru ayrıca eğitim düzeyindeki yükselişin bireylerin yaşam tercihlerini ve toplumsal rollerini önemli ölçüde dönüştürdüğünü belirterek, "Eğitim seviyesi yükseldikçe işgücüne katılım oranları artmakta, evlilik yaşı yükselmekte ve bireylerin yaşamdan beklentileri çeşitlenmektedir. Bu durum, geleneksel kalıpların yerini daha bireysel ve özerk yaşam biçimlerine bırakmasına zemin hazırlamaktadır. Tüm bu değişimler, doğurganlık tercihlerini de etkileyen kültürel dinamikler olarak değerlendirilebilir" dedi.

Göç konusunda da çarpıcı sonuçlar içeren rapor, göç hareketlerinin ekonomik ve sosyal etkilerine dikkat çekiyor. Özellikle iç göçün kentleşme dinamikleri ve bölgesel eşitsizlikler üzerindeki etkileri, toplumun sosyal dokusunu belirgin biçimde şekillendiriyor.

Toplumun Görünümü 2024 raporu, Türkiye'nin geleceği için önemli bir referans oluştururken, karar alıcılar, akademisyenler ve kamuoyu için kapsamlı ve güvenilir bir bilgi kaynağı sunuyor.

  Hibya Haber Ajansı