Şehrin su kaynaklarından Gördes Barajı’ndan artık su alınamıyor. Geçen yıl bu dönemde yüzde 24,33 su seviyesine sahip olan olan Tahtalı Barajı’nda ise seviye yüzde 9,66’ya düştü.
Su krizinin yalnızca iklim değişikliği değil, aşırı kullanım, artan nüfus ve küresel ısınmanın da etkisiyle büyüdüğünü vurgulayan İZSU Genel Müdürü Gürkan Erdoğan, şunları kaydetti:
“Gördes Barajı tamamen kurudu, yeraltı sularında da kuraklıktan dolayı sorunlar yaşıyoruz. Elimizdeki son baraj olan Tahtalı Barajı’nda da su biterse İzmir’de ciddi anlamda olumsuzluklar yaşanır. Bunun yaşanmaması için elimizdeki tüm imkânları kullanıyoruz. Bunun yanında Aliağa’daki Güzelhisar Barajı’ndan da kentimize su sağlamak için protokoller yaptık. Bunun yanında vatandaşlarımızın yapacağı yüzde 10 tasarruf bile bu anlamda çok büyük fark yaratabilir. Biz, zorunlu olmadıkça su kesintisine gitmemeye çalışacağız ama gerekirse vatandaşlarımızın hayatını en az etkileyecek şekilde planlı kesintilere başlatacağız."
Yeraltı kaynak sularında da kuraklıktan kaynaklı problemler yaşandığının altını çizen Erdoğan, “Biz bu durumun önüne geçebilmek için yenileme kuyuları açtık. Göksu-Sarıkız’da 11 kuyu açtık. Halkapınar’da da 3 kuyu açtık. Elimizdeki tüm enstrümanlarla bu durumun önüne geçebilmek için yapabileceğimiz her şeyi yapıyoruz. Elimizde son kalan Tahtalı Barajı’nı yeni yağış mevsimine kadar elimizde tutmak istiyoruz. Bunu yapabilmemiz için suyu çok tasarruflu kullanmamız gerekiyor. Ancak şartlara göre tasarrufun yetmediği noktada da vatandaşlarımızın hayatını minimum etkileyecek şekilde planlı su kesintilerine başlayacağız. Planlı su kesintileri yapılmazsa kentin suyunun yarısını sağlayan barajları kaybederiz. Bu da vatandaşların hayatını ciddi oranda etkileyecek kesintileri beraberinde getirir. Bizler bu durumu yaşamamak için planlarımızı yaptık. Bu çerçevede vatandaşlarımızın bireysel anlamda yapacağı yüzde 10 su tasarrufu olursa su kesintilerini en az ölçüde yaparak yolumuza devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.
Hibya Haber Ajansı