Artan sanayileşme ile birlikte doğaya kontrolsüz biçimde bırakılan atık suların ekosistemde geri dönüşü zor zararlar ortaya çıkarttığını ifade eden Çağlar Özçelikler, “Endüstriyel faaliyetlerden kaynaklanan atık sular, içinde ağır metallerden kimyasal bileşenlere kadar pek çok zararlı maddeyi barındırıyor. Bu suların arıtılmadan doğaya bırakılması; su kaynaklarının kirlenmesine, tarım alanlarının verimsizleşmesine ve ekosistemdeki canlıların yok olmasına neden oluyor” dedi.

Çevresel etkileri minimize etmek adına her sanayi kuruluşunun yasal yükümlülüklerinin daha da ötesine geçerek arıtma yatırımlarını artırması gerektiğini belirten Özçelikler, “Modern arıtma teknolojileri sayesinde bu zararlı maddeler etkisiz hale getirilerek su tekrar kullanılabilir hale geliyor. Bu sadece çevreyi korumakla kalmaz, aynı zamanda işletmelere uzun vadede ekonomik fayda da sağlar” şeklinde konuştu.

Açıklamasında yalnızca denetimle değil, sektörler genelinde çevresel farkındalığının artırılması gerektiğini de dile getiren Özçelikler, “Çevre bilinci gelişmiş bir sanayi anlayışı hem doğayı korur hem de toplumsal sorumluluğun bir gereğidir. Biz Çevre Yapı Arıtma Sistemleri olarak, sadece tesis kurmuyoruz; sanayiye sürdürülebilirlik vizyonu kazandırıyoruz” ifadelerini kullandı.

Son olarak, suyun gelecekte en kıymetli doğal kaynaklardan biri olacağını hatırlatan Özçelikler, atıksu arıtma sistemlerine yatırım yapmanın artık bir tercih değil, bir zorunluluk olduğunu sözlerine ekledi.

  Hibya Haber Ajansı